ANTİBİYOTİK FARKINDALIK GÜNÜ
23.09.2021
Öne çıkan görsel

18 Kasım Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü

Antibiyotikler sadece ülkemizde değil tüm Dünya’da en çok kullanılan dolayısı ile de en çok uygunsuz kullanılan ilaç grubudur. Yapılan çeşitli çalışmalarda dünya genelinde en az  %30-40’ının yanlış veya gereksiz yere kullanıldığını göstermektedir.  Antibiyotikler sadece ve sadece bakterilerle oluşan enfeksiyonların tedavisinde kullanılan antimikrobik ilaçlardır. Virus, mantar ya da parazit gibi farklı mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda ya da başka hastalıklarda kullanılmaz. Tüm Dünya’ya bakıldığında antibiyotiklerin; etkeni %90’in üzerinde virüs olan  mevsimsel çeşitli  üst solunum yolları hastalıklarında  kullanıldıklarını görüyoruz. Oysa bu viral enfeksiyonlardan el yıkama  gibi belli basit yöntemlerle, aşı olarak korunabiliriz. Antibiyotikler doğru tanı konulması sonrasında bakteriyel bir enfeksiyon varlığında  gerekli ise doktor tarafından reçete edilen ilaçlardır. Her şeyden ön bir ateş düşürücü değildir. Doktorun uygun gördüğü süreden ne az, ne de uzun süre kullanılmalıdır. Kısa süreli kullanım hastalığın iyileşmesinde gecikme, yeniden tedavi gereksinimi, uzun süreli kullanım ise yan etki sıklığını ve direnç  gelişme riskini arttırmaktadır. Antibiyotikler eczanelerden daha sonra doktora yazdırmak üzere temin edilememelidir. Yine aynı şekilde evde bulunsun diye antibiyotik talep edilmemelidir. Kişiler antibiyotik kullanım kararını kendileri veremez. Uygun olmayan antibiyotik kullanımının hem yakın hem de uzak gelecekte  toplum sağlığını yakından ilgilendiren bir çok olumsuz sonuçları bulunmaktadır. İnsan vücüdunda organizmaya dost bakteriler bulunmakta olup doğal bir mikrobiyal ortam oluşturmaktadır. Bunların doğal dengesi savunma sisteminin de en önemli ögelerinden biridir.  Antibiyotik kullanan kişinin sadece kendisinin değil aile, hatta toplumun doğal mikrobiyal ortamını değiştirdiğini bilmelidir. Antibiyotik ile temas etmiş bakteriler kısa sürede ve  kolayca direnç geliştirebilmektedir. Bu direnci  bir yandan başka bakterilere aktarabilmekte  ve bir yandan da  tedavisi çok güç  enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Bakteriler bu şekilde bir değil bir çok antibiyotiğe karşı  direnç kazanabilmekteler. Çoklu dirençli bakterilerin oluşturduğu enfeksiyonlar hastanede özellikle de yoğun bakımlarda   yatan hastalarda ölümle sonuçlanabilmektedir.  Yeni antimikrobiyal ilaçların keşfi ya da kullanıma sokulması ise  on yılları almaktadır. Direncin yaygınlaşması ile gelecekte bir çok bakteriyel enfeksiyon hastalığının tedavi edilememesi gibi bir sonuçla karşılaşılabileceği bilinmelidir. Dirençli bakterilerin gelişmesinin durdurulması ve antibiyotiklerin gelecek nesillerde etkinliğinin sürdürülebilmesi için ‘’Antibiyotik kullanımının öbür ucunda bir çok bakteri’’ olduğunu hiçbir zaman unutmadan hem hekimler hem eczacılar hem de tüm toplumun bilgilenmesi, bilinçlenmesi ve akılcı antibiyotik kullanımına katkı sağlaması zorunludur.