Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu kortizonlu ilaçlar hakkında açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu yaptığı açıklamada; “Steroid yani kortizon aslında bizim vücudumuzda üretilen bir hormonun genel adıdır. Bu hormonun vücudumuzda pek çok etkisi ve kontrol edici özelliği vardır. Eksikliğinde halsizlik, yorgunluk, tansiyon sorunları, büyüme ve gelişme sorunları başta olmak üzere, cilt değişiklikleri dahil olmak üzere vücudun bütün sistemleri ağır bir şekilde etkilenir. Biz bugün için bu hormonun farklı sentetik türlerini pek çok hastalığın tedavisinde kullanmaktayız. Çünkü steroidler, romatolojiye bakan yönü ile çok kuvvetli iltihap önleyici ilaçlardır. Bu iltihabı, bildiğimiz mikrobik iltihapla asla karıştırmamalıyız. Çünkü bir enfeksiyon halinde kortizon kullanımı, aksine çok zarar verici de olabilir.
Bizler kortizon yani steroidi, romatizma tedavisinde sıkça kullanırız. Çünkü kortizon kadar hızlı etkisi olan ve hastayı hızla rahatlatan bir ilaç hala mevcut değildir. Artrit yani eklem şişliklerinde (enfeksiyona bağlı olmayan), romatoid artrit, gut, Behçet, Lupus, skleroderma, vaskülit gibi hastalıklarda bu ilaca sıkça başvurmaktayız. Kimi zaman çok yüksek dozları, kim zaman ılımlı artışları, kimi zaman uzun süreli düşük dozları kullanırız. Bazen 1 gram verdiğimiz de olur, bazen 2 miligram gibi günlük kullanım da tercih ederiz.
Kortizon kullanan romatoloji uzmanı burada hep hastasının hayatını kolaylaştıracak, hayat kalitesine katkısı olacak, hastalığını olabildiğince giderecek ve mümkün olduğunca yan etkisi olmayacak şekilde bu ilacı kullanır. Örneğin hastasının hayati bir tehlikesi varsa, kortizonun hastanın güzelliğini bozabilecek bir etkisi o sırada doktorun aklına bile gelmez. Öte yandan artık iyileşmiş bir hastayı da bu ilaçtan kurtarmaya çalışır. Dolayısıyla kortizon, bilen hekimin ellerinde, hastasına iyi bir şifa verici tedavi biçimidir.
Kortizon pek çok yan etkiye de sahiptir. Bu ilacı kullanırken, kesinlikle irademizi üst sınırlarda kontrol altında tutmamız gerekir. Tuzun içinde bulunduğu her gıda bizim düşmanımız kabul edilmelidir. Salça, turşu, çerez, tuzlu zeytin-peynir, meyve suları, cips, hazır gıdalar, tuzlu ekmek… gibi pek çok gıdaya el uzatmamamız gerekir. Eğer kortizon alırken yüzümüzde şişlikler gelişiyorsa, ne kadar inkar edersek edelim, doktorunuz sizin tuz yediğinizi bilir. Kortizon alan birisi tuz tüketimine dikkat etmezse bir süre sonra tansiyonu da yükselecektir ve yüzü ay dede gibi yuvarlak bir hal alabilir. Ayrıca kortizon tedavisi sırasında yağlı gıdaların tüketilmesi de, vücudumuzdaki sivilcelenmeyi arttıracaktır. Bu ilacı kullanırken düzenli yürüyüş yapmak kan şekeri dengemizi düzenleyecektir. İştahın kontrol altında tutularak, ara öğün destekli küçük miktarlı öğünlerle beslenme yöntemi tercih edilmelidir. Bu noktada imkanı olan hastalar diyetisyen desteği de alabilirler.
İkinci olarak ne yaparsak önleyemeyeceğimiz yan etkileri de vardır kortizonun. Ailede diyabeti ve hipertansiyonu olanlar bu grupta yer alırlar. Bu hastalarımızın acilen göbek çevresini küçültmeleri gerekir. Ancak, artrit ve halsizliği olan bir insandan da bir sporcu gibi aktivite yapmasını biz hekimler zaten beklememekteyiz.
Kortizon kullanan hastalarımız belli aralarla kan şekeri ve tansiyon ölçümleri yapmalıdır. Görmede bulanıklık, garip ve yeni başlayan kalça ve diz ağrıları olursa doktorlarına bildirmelidirler. Böylece katarakt, kemikte dolaşım bozukluğu gibi sorunlar erken dönemde önlenebilir.
Sonuç olarak kortizon hem hayat kurtaran bir ilaçtır, hem de kullanımı sırasında ciddi dikkat isteyen bir tedavidir. Bu hastaların hekimleri ile çok yakın diyalog içerisinde olmaları çok önemlidir.” dedi.