3 MART DÜNYA İŞİTME GÜNÜ
27.09.2021
Öne çıkan görsel

İşitme önce annemizin, babamızın sesini duyduğumuz, arkadaşlarımızla iletişim kurduğumuz, hayatı öğrenirken önemli kılan, sonrasında sevdiklerimizin, doğanın, müziğin ve hayatın seslerini algıladığımız bir duyu. Kulak kepçesinden başlayan olağanüstü kompleks yapı, iç kulak ve işitme yolları ile devam edip fonksiyonunu maksimum düzeyde yapmaktadır. Bu işlevleri gerçekleştirirken her bir noktanın farklı görevleri, farklı algıları vardır. İşitme duyusu, diğer duyularla koordine çalışarak, hayatımızı korumamızı, sürdürmemizi ve zevk almamızın anahtarıdır.

Önemli bir duyu olan işitme, anne karnında başlamaktadır. İlk önce annenin sesi, alışkın olan dilde söylenen kelimeler, yeni doğan bebeğin ilgisini çeker ve bebek her duyduğu kelimeyi beynindeki işitme merkezinde kayıt altına alır. Bu sayede, büyümekte olan çocuk kendisine söylenenleri anlamaya başlar ve sonrasında da ilk kelimeleri ağzından dökülür.  Bu dönemde olan işitme kaybı bu süreci kesintiye uğratacak ve dil istenen düzeyde gelişemeyecektir. Ancak ne güzeldir ki, teknolojik gelişmeler sayesinde bebekler yenidoğan döneminde işitme duyuları için değerlendirilebilmekte ve rehabilite edilebilmektedir.

Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı’nın ve işitme profesyonellerinin çabaları sayesinde çok güzel yürütülen Yenidoğan İşitme Tarama Programı doğumsal işitme kayıplarını erken dönemde tanılanabilmektedir. Tanı konan bebeklere öncelikle klasik işitme cihazları uygulanmakta, sonrasında uygun vakalarda koklear implantasyon ile süreç devam etmektedir. Bu sırada özel eğitim ve aile desteği sürecin çok önemli bir parçası olmaktadır. Ailelerin yapması gereken hayati şey ise, önerilen cihazların bebeğin uyanık olduğu tüm zamanlarda takmaları ve bebekleri ile işitsel-sözel iletişim kurmalarıdır. Üniversitemizde yenidoğan işitme taramasından başlayarak tüm bu süreç başarıyla gerçekleştirilmekte ve ileri derecede işitme kayıplı çocukların işitip-konuşarak hayata dahil olmaları sağlanmaktadır.

Normal işitme ile doğan çocuk ve erişkinler için işitme sağlığının korunması önemlidir. İşitme sistemi içindeki mikron düzeyindeki hücreler son derece nazik yapılardır ve farklı etkenlere bağlı kaybedilebilmekte, maalesef de yenilenememektedir. Bu nedenle korunmalıdır. Zararlı etkenler içinde en başta gelen gürültüdür. Özellikle son yıllarda tüm eğlence alışkanlıklarının (konser, kişisel dinleme aleti vb) çok yüksek volümlü olması, gürültülü işitme yerlerinin ve trafiğin artması gibi nedenlerle iç kulağı korumak gitgide zorlaşmaktadır. Bu nedenle özellikle gençlerin gürültülü müzik konusunda dikkatli olmaları işitme sağlıkları için önem arz eder. Aynı şekilde gürültülü yerde çalışan kişilerin koruyucu önlemlere maksimumda dikkat etmesi gerekmektedir. Ayrıca çocukluk ya da erişkinlikte geçirilebilecek enfeksiyonlar da işitme kaybına neden olabilir. Bu nedenle enfeksiyonlara karşı aşılanma ve erken dönemde tedavi şarttır.

Tüm toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de yaşam süresi uzamakta ve yaşlılığa bağlı işitme kayıpları daha sık görülmektedir. Bu kayıpların bebeklik döneminde olduğu gibi erken tanısı önemlidir. Çünkü işitme kaybı, yaşlılıkta daha sık ortaya çıkan bellek ve zihinsel yeteneklerin bozulmasını çabuklaştırabilmektedir.  İşitme kaybının başladığı dönemde gecikmeden işitme profesyonellerine başvurulması ve uygun şekilde işitme cihazı kullanılması gereklidir.

Dünyadaki en sık engellerden biri olan işitme kayıplarının % 50-60’ı önlenebilir sebeplere bağlıdır. Ayrıca tıp ve teknolojinin birlikteliği sayesinde işitme kaybı yerine konulabilir tek duyudur.  Yerine konulabilse de bizlere düşen bize verilen normal işitmeyi korumakta azami özenli olmamız ve bir problem çıktığında Kulak Burun Boğaz Hekimine ve Odyoloji Uzmanına başvurmamızdır.

İşitme engelli annesi ve eşi nedeniyle işitme kayıpları alanında yoğun çalışan ünlü bilim adamı Alexander Graham Bell’ in doğum gününe ithafen kutlanmakta olan Dünya İşitme Gününde herkese sağlıklı bir işitme ve esenlikler dileriz.