18 KASIM 2020 DÜNYA KOAH GÜNÜ BASIN BİLDİRİSİ
28.09.2021
Öne çıkan görsel

MASKENİZİ TAKIN, MESAFENİZİ KORUYUN, HAYAT SİZDEN UZAKLAŞMASIN!

                                                                                                    

T.C. Sağlık Bakanlığı ve Türk Toraks Derneği, dünyada KOAH bilincini artırmak üzere kurulan GOLD (Global Initiative of Obstructive Lung Disease) ve Dünya Sağlık Örgütü önderliğinde ortak GARD (Global Alliance Against Chronic Respiratory Diseases) Türkiye Projesi kapsamında 18 Kasım 2020 tarihinde Dünya KOAH Günü çerçevesinde toplumumuzda, sağlık çalışanlarında ve sağlık yöneticilerinde KOAH farkındalığı ile bilincin artırılması hedeflenmektedir.

 

KOAH Nedir?

KOAH [Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı] nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığıdır.  Genellikle zararlı toz ve gaz maruziyeti ve yetersiz akciğer gelişimi gibi kişisel faktörlerin de etkisiyle ortaya çıkan, hava yolları ve/veya hava keseciklerinde anormalliklerin yol açtığı kalıcı solunumsal yakınmalar ve hava akımı kısıtlanması ile karakterize olan yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığıdır.   

Bu hastalık ne sıklıkta görülür ?

KOAH’ın görülme sıklığı dünyada 40 yaş üstü yetişkinlerde ortalama %11.7, Türkiye’de ise bölgesel değişiklik göstermekle beraber %19.1’e çıkan oranlarda bildirilmiştir.

Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları ölümler, ölüm nedenleri arasında üçüncü sıradadır ve bu ölümlerin % 45,6 kadarı KOAH nedeniyle olmaktadır.

 

KOAH nasıl ortaya çıkar? Kimler risk altındadır? 

KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü tütün ürünlerine (sigara, nargile, puro, ısıtılmış tütün ürünleri) maruziyettir. Çevresel tütün dumanı maruziyeti de  KOAH gelişimine katkıda bulunmaktadır.  Akciğer gelişiminde yetersizlik ile ilişkili hasta faktörleri (düşük doğum ağırlığı, çocuklukta sık geçirilen solunum yolu infeksiyonları), sağlıkta eşitsizlik, başta biyomasa (odun, tezek, benzeri yakıt) bağlı ortaya çıkan iç ortam ve dış ortam hava kirliliği, tozlu, dumanlı işyerlerinde çalışma diğer risk faktörleridir.

 

KOAH’lı bir hastanın şikayetleri nelerdir ?

 KOAH’da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır.

 

KOAH tanısı nasıl konur ?

KOAH'ın tanısı, basit ve ağrısız bir test olan “nefes ölçüm testi” ile kolayca konabilmektedir. KOAH’ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azaltacaktır.

 

KOAH’ın tedavisi mümkün müdür ?

KOAH tanısı konulan kişilerin sigara kullanımını bırakmaları, zararlı toz, gaz dumanından, hava kirliliğinden ve zararlı etkileri kanıtlanmış olan elektronik sigara kullanımından uzak durmaları gereklidir.

KOAH tedavisinde nefes açıcı özellikte “inhaler” olarak adlandırılan solunum yolu ile uygulanan ilaçlar ile hava yollarındaki daralmanın ve yangının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Solunum yetmezliği olan KOAH’lı hastalarda evde oksijen tedavisi ve/veya evde solunum cihazı tedavisi gibi tedavilere ihtiyaç olabilmektedir.

Hastalığın kötüleşmesi ve seyrini etkileyen, hatta ölümlere neden olan ataklardan ve zatürreden korunmak için grip ve zatürre aşılarının yaptırılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavilerinin düzgün uygulanması gerekir.

 

Bu tedavilerin yanı sıra fiziksel aktivitenin ve gerekirse akciğer rehabilitasyonu uygulanması hastaların günlük yaşamlarının daha kaliteli hale gelmesini sağlar.

 

KOAH ve COVID-19

Türkiye’de ilk COVİD-19 vakasının bildirilmesi ile beraber ülkemiz de pandemi sürecine girmiştir. Bu süreçten hayatın tüm alanlarında olduğu gibi kronik hastalığı olan hastalar ve onlara bakım veren sağlık merkezleri de etkilenmiştir.

KOAH hastalarında COVID-19 daha sık görülmemekle beraber ağır COVID-19 hastalığı riskinin KOAH hastalarında 5 kat arttığı bildirilmiştir. KOAH hastaları da toplumun tüm bireyleri gibi COVID-19’a karşı standart kişisel koruyucu önlemleri almalıdır.

Yapılan çalışmalarda, pandemi nedeniyle yüz yüze klinik ziyaretlerin azaldığı tespit edilmiş, aynı şekilde pulmoner rehabilitasyon programlarının kesintiye uğradığı gözlenmiştir. KOAH hastaları alevlenme dönemlerini evde geçirmeyi tercih etmişlerdir. Bu süreçler için tele sağlık ”uzaktan ya da online” sağlık uygulamaları geliştirilerek KOAH hastaları desteklenmektedir.

 

SARS-CoV-2 pandemisin, KOAH hastalarının yönetimi ve tedavisinde değişiklik yapılmasının gerekip gerekmediği hakkında birçok soruya neden olmuştur. COVID-19 ve KOAH semptomların benzerliği bu iki hastalığın birbirinden ayırımı ve tanısı ile ilgili soruları da gündeme getirmiştir.

Küresel Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı Girişimi (GOLD) Bilim Komitesi, COVID-19 pandemisi sırasında KOAH'lı hastaların yönetimine genel bir bakış sunmak için literatür taraması için yerleşik yöntemler kullandı. KOAH hastalığının SARSCoV-2 ile enfekte olma riskini arttırıp arttırmadığı açık değildir. COVID-19'un toplum prevalansının yüksek olduğu dönemlerde spirometri ancak KOAH tanısı için önemli olduğunda ve/veya girişimsel prosedürler veya cerrahi öncesi akciğer fonksiyon durumunu değerlendirmek üzere kullanılmalıdır.

KOAH hastaları sosyal mesafe, el yıkama ve maske veya yüz kaplaması gibi temel enfeksiyon kontrol önlemlerini takip etmelidir. Hastalara, özellikle yıllık influenza aşısı olmak üzere, uygun aşılar yapılmalıdır. Veriler sınırlı olsa da, stabil KOAH tedavisi için inhale kortikosteroidler, uzun etkili bronkodilatörler, roflumilast veya kronik makrolidler kullanılmaya devam edilmelidir. KOAH alevlenmelerinde bilinen endikasyonlara göre sistemik steroidler ve antibiyotikler kullanılmalıdır.

COVID-19 enfeksiyonunun semptomlarını kronik altta yatan semptomlardan veya akut KOAH alevlenmesinden ayırt etmek zor olabilir. COVID-19 şüphesi varsa, SARSCoV-2 testi düşünülmelidir. Hastaneye yatış gereken ve pnömoni dahil orta ila şiddetli COVID-19 gelişen hastalar, uygun şekilde favipiravir, deksametazon ve antikoagülasyon dahil olmak üzere önerilen farmakoterapötik yaklaşımlarla tedavi edilmelidir.

Akut solunum yetmezliğinin yönetimi, KOAH ve şiddetli ARDS'li hastalarda uygun oksijen desteğini, yüzüstü pozisyonlamayı, noninvaziv ventilasyon ve koruyucu akciğer stratejisini içermelidir. Asemptomatik veya hafif COVID-19 gelişen hastalar, olağan KOAH protokolleri ile takip edilmelidir. Orta veya daha kötü COVID-19 gelişen hastalar, oksijen tedavisi ihtiyacına özellikle dikkat edilerek, normal KOAH hastalarına göre daha sık ve doğru bir şekilde izlenmelidir.