Üniversitemiz Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, Dr. Sinan İbiş ile Güzel Hayat programında romatizmal hastalıklara ilişkin bilgilendirmede bulundu.
Egzersiz ve diyet
Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu genel olarak bir hastaya romatizma tanısı koyarken ve takiplerinde kandaki iltihap değerini ölçmek için sedimantasyon ve CRP testlerini, bunun yanı sıra böbrek ve karaciğer fonksiyon testlerini kullandıklarını kaydetti. Romatizmal hastalıkların tedavisinde egzersiz ve diyet konusuna değinen Prof. Dr. Kaşifoğlu, istisnai durumlar haricinde diyetin romatizmal hastalıklar için bir başlatıcı neden olmadığını belirtti. Gut artiti denilen bir tür eklem iltihabını istisnai durumlara örnek olarak gösteren Prof. Dr. Kaşifoğlu, gut artiti teşhisi alan hastalarda ürik asit seviyesini yükseltebilecek kırmızı et, deniz ürünleri, baklagiller ya da alkol tüketilmesini önermediklerini ifade etti. Bunun yanı sıra eğer kronik iltihaplı bir hastalığı varsa ya da kortizon içeren ilaçlar kullanıyorsa kişinin damar sertliğine karşı artan bir eğiliminin olduğunu belirten Prof. Dr. Kaşifoğlu, bu kişilerin de dikkatli olmalarının gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Kaşifoğlu kortizon içeren ilaçların kemik erimesi yapabildiğini belirterek, bu tür ilaçlar verdikleri hastalara kalsiyum ve D vitamini açısından zengin süt, yoğurt, peynir gibi besinleri tüketmelerini önerdiklerini kaydetti. Egzersizin iltihaplı romatizmal hastalığı olan hastaların hayatlarının bir parçası olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kaşifoğlu, omurgayı ilgilendiren ankilozan spondilit hastalığında ise egzersizin çok daha büyük önem taşıdığını ifade etti. Prof. Dr. Kaşifoğlu, Türkiye Romatoloji Derneği’nin hazırladığı romatizmatv.org sitesinde bu egzersizlerin nasıl yapıldığının videolarla ayrıntılı olarak gösterildiğini kaydetti. Fibromiyalji (yumuşak doku romatizması) hastalığının da sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Kaşifoğlu, bu hastalığın seyrinde düzenli yapılan pilates, yoga, yüzme gibi egzersizlerin hastanın hissettiği ağrı ve yakınmaların çok daha düşük seviyelere inmesi ve kontrolüne yardımcı olduğunu söyledi.
Ağrıya karşı duyarlılık
Romatizmal hastalıklar ile ilgili yanlış bilinenlerden birinin de bu hastalıkların soğuk ve nem gibi mevsimsel durumlarla bağlantılı olabileceğinin düşünülmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Kaşifoğlu, bunun tam olarak böyle olmadığını, romatizmal hastalıkların başlaması ya da seyrinin kötüleşmesinde hava durumunun çok etkili olmadığını kaydetti. Bunun fibromiyalji gibi istisnaları olduğunu belirten Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, bu hastaların nemli havalar, yağmur öncesi, yağmur sırasında ve hatta bazen soğuk havalarda şikâyetlerinin artmasından yakındıklarını, bunun da temel sebebinin bu hastaların ağrıya karşı duyarlılıkları olduğunu ve nemli ve yağışlı havalardaki atmosfer basınç değişikliklerinin hassas kişilerde romatizmal ağrıların bir miktar fazla hissedilmesine neden olabileceğini ifade etti. Bir başka istisnayı da soğuk havalarda kötüleşebilen skleroderma denilen bir tür romatizma hastalığının oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Kaşifoğlu, bu hataların soğuk havalarda dışarı çok çıkmaması, çıkacaklarsa da mutlaka eldiven takmaları gerektiğini kaydetti.