AĞRILARIMIZ, ALGOLOJİ VE AĞRI PİLİ
22.02.2022
Öne çıkan görsel

Bitip tükenmeyen şiddetli ağrılar yaşam kalitesini azaltan önemli sağlık sorunlarından bir tanesi. Algoloji, hastanın bu ağrılarla yaşamak zorunda kalması durumda pek çok ileri tedavi yöntemini kişiye özel tekniklerle hayata geçiren önemli bir disiplin. Türkiye’nin en eski Algoloji Bölümlerinden biri olan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalında, kronik ağrı sorunu çeken hastalar pek çok girişimsel işlemin yanı sıra ağrı pili uygulaması ile de başarılı şekilde tedavi edilebiliyor. ESOGÜ Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sacit Güleç ESOGÜ Hastanesinde yapılan tedavi yöntemlerini anlatıyor. 

 

Ağrı Tedavisi

Ağrının işlevinin savunma mekanizmasını harekete geçirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Güleç, görevini tamamlamış ağrının tedavi edilmesi gerektiğini belirterek, “Ağrı bizi uyardıktan sonra gereksiz hale gelir ve durdurulması gerekir.  Bununla birlikte esas tedavi edilmesi gereken ağrı kronik ağrıdır. Yani uzun süredir devam eden ve artık koruyucu görevi olmayan müzmin ağrılardır. Tedavisinde öncelikle daha basit bilinen yöntemler deneniyor ilaç tedavisi, fizik tedavi yöntemleri gibi bunlardan fayda görülmezse Algoloji’nin alanına giren girişimsel yöntemlere başvuruluyor” dedi.

Ağrı tedavisi için kullanılan girişimsel yöntemlerin genel anlamda ağrıya neden olan yapılara ya da bu ağrıları ileten sinir sistemine özel yöntemlerle müdahale etmeyi içerdiğini belirten Prof. Dr. Güleç, “Örneğin zona nedeniyle ağrıları olan ve ilaçlarla bu ağrıları geçmeyen bir hastayı ele alalım. Zona sinir köklerini tutar ve onları duyarlılaştırır. Hastalar zona lezyonları kaybolduktan sonra bile yanma batma şeklinde şiddetli ağrılardan şikâyet eder. Sinir köklerini bozarak ağrı yapan bu hastalıkta özel görüntüleme yöntemleri ile görerek özel bazı iğnelerle bu sinir köklerine girerek bölgeye radyo dalgası (radyofrekans) verip sinirlerdeki duyarlılaşmayı gidermek mümkün olabilir. Bir başka örnek de sık rastlanan bir durum olan bel fıtığına bağlı ağrılar olabilir. Bel fıtığı nedeniyle ağrıları olan ve ilaçlarla ya da fizik tedavi yöntemleriyle rahatlamayan bir hastaya yine benzer yöntemlerle müdahale etmek mümkündür. Bazen de fıtıklaşan diskin içine özel iğnelerle girilerek diski küçültmek mümkün olabilir” dedi. Her fıtığı bu yöntemlerle tedavi etmenin mümkün olmadığının altını çizen Prof. Dr. Güleç, bazen cerrahi müdahalenin de gerekebildiğini, bu durumun hastanın ve fıtığın durumuna göre değişiklik gösterebildiğini belirtti. Ameliyat olduğu halde ağrıları geçmemiş hastalara baş ağrısı, omuz ağrısı, diz ağrısı gibi vücudun her yerindeki ağrılar için yapılabilecek çeşitli girişimsel işlemleri; basit epidural enjeksiyonlar, sinir köklerine RF uygulamaları ve omuriliğe elektrik uyarıları vererek ağrı iletimini engelleyen ağrı pili yerleştirme olarak sıraladı.

 

Ağrı Pili

Söz konusu yöntemlerin ağrıları geçirebilecek mucizevi yöntemler olup olmadığını kaydeden Prof. Dr. Güleç, hastaların büyük çoğunluğuna yaşam kalitelerini önemli ölçüde artıracak müdahalelerde bulunabildiklerini belirterek ağrı pili (spinal kord stimülasyonu) uygulamasını anlattı. “Ağrı pili diye adlandırdığımız bu uygulamada bel, göğüs ya da boyun bölgesinde omuriliğin arka kısmına elektriksel uyarılar vererek ağrı iletiminin durdurulması amaçlanır. Ağrı pili; ilaçlar, fizik tedavi uygulamaları, basit girişimsel yöntemler ve cerrahi ile geçirilemeyen ya da bu yöntemlerle geçmeyeceği bilinen ağrıların tedavisi için kullanılır. Bunların dışında kontrol edilemeyen kalp ağrıları, kollar ve bacaklarda damar tıkanıklığı nedeniyle olan ağrının tedavisi ve kanlanmayı artırarak kangrene gidişi engellemek amacıyla da kullanılır. Öncelikle bu hastalar bu tedaviden fayda görebilirler mi diye değerlendirilir. Uygun olduğu düşünülen hastalar başka bölümlerin de görüşünü almak amacıyla Beyin Cerrahisi, Fizik Tedavi ve Psikiyatri Bölümlerine konsülte edilir. Tüm bölümler uygun gördükten sonra pil takılmak üzere hasta hazırlanır. Ameliyathanede yapılan işlem sırasında hasta genel anestezi almaz. Hastaya ağrı kesici ve sakinleştirici ilaçlar verildikten sonra lokal anestezi uygulanır. Bir iğne ile omuriliğin arkasındaki bir alan olan epidural mesafeye girilir. İğne içinden elektriksel uyarıları verecek olan ‘lead’ olarak adlandırdığımız ince bir kabloya benzeyen tel geçirilerek uygun yere yerleştirilir. Doğru yeri anlamak için bu telden uyarı vererek hastaya nerede akım hissettiği sorulur ve sonrasında lead en uygun yere yerleştirilir. Deneme aşaması için bu telin diğer ucu ciltten dışarı çıkartılarak cep telefonu benzeri bir cihaza bağlanır. Cihaz teknik elemanlar tarafından ağrıyı giderecek en doğru akımı vermek üzere ayarlanır. Bir iki haftalık deneme aşaması sonrasında ağrıları rahatlayan hastalar (yaklaşık %70) tekrar ameliyathaneye alınır, hastanın vücuduna kibrit kutusu büyüklüğündeki kalıcı pil yerleştirilir. Yeni pillerin ömürleri 10 yıla ulaşmıştır. Biten piller küçük bir cerrahi girişim yapılarak yenisiyle değiştirilir.”

Bütün bu uygulamaların bilgi, deneyim ve uzmanlık işi olduğunu bilimsel iş birliği, teknolojik donanım ve ekip gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Güleç 1994 yılından beri ağrı tedavisi konusunda Türkiye’de söz sahibi olan ESOGÜ Algoloji Bilim Dalının başarılı uygulamalara imza atarak hastaları sağlıklarına kavuşturduğunu sözlerine ekledi.