PROSTAT BÜYÜMESİ DAMAR İÇİ TEDAVİYLE DURDURULUYOR!
20.09.2021
Öne çıkan görsel

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fahrettin Küçükay prostat büyümesine yönelik damar içi tedavisi hakkında bilgilendirmelerde bulundu;

Prostat büyümesine yönelik 2009’dan beri başarılı şekilde gerçekleştirilen damar içi uygulaması, büyük kesi gerektirmeden yapılan tedaviler arasında yer alıyor. Prostatı besleyen damarların tıkanmasına dayalı tedavi, prostat kaynaklı olumsuzlukları ortadan kaldırıyor.

Prostat büyümesi tedavisi için uygulanan TUR ameliyatına alternatif olarak geliştirilen damar içi tedavisi, küçük kesiyle uygulanan ve büyük oranda başarı sağlanan yöntemi ifade ediyor. İlaçla tedaviye cevap vermeyen kişiler için uygulanan yöntem, prostat büyümesinin yarattığı semptomların önüne geçmeyi sağlıyor.

Damar içi tedavisi nasıl uygulanıyor?

Damar içi tedavisi (Prostatik Arter Embolizasyonu) sırasında herhangi bir ağrı ve sızı duyulmaması için lokal anestezi uygulanıyor. Daha sonra prostat büyümesini sağlayan damarları tıkamak için kasık bölgesindeki iki atardamar üzerinden ince tel ve borularla giriş yapılıyor. Prostat dokusunu besleyen ince atardamarlar tespit edilerek, mikrokürecikler yardımıyla tıkama işlemi gerçekleştiriliyor. Anjiyografi testleriyle tıkama işleminin başarısı kontrol ediliyor. Olumlu sonuçlar alındıktan sonra işlem sonlandırılıyor.

Tedavi sonrası ilk 24 saat bazı komplikasyonlar yaşanabiliyor. Sık idrar isteği ve geçici ishal durumu komplikasyonlar arasında yer alıyor. Ayrıca, tedavi sonrasında ortaya çıkma ihtimali düşük komplikasyon ise şu şekildedir: “Ağrı, enfeksiyon: apse, embolizasyon alanında iskemi, hedef dışındaki bölge ya da organın kasıtsız embolizasyonla tıkanması ve kanama.”

Prostat İltihabına Isı Tedavi Yöntemi

Genç ve yetişkin erkeklerde görülen prostat iltihabı, prostat bezinde meydana gelen bakteriyel enfeksiyondan dolayı oluşuyor. Başlıca belirtileri ise; sık idrar yapma, idrar yaparken zorlanma, idrar renginin bulanıklaşması ve kan görülmesidir.

Prostat iltihabı, genç ve yetişkin erkeklerde görülen rahatsızlıklar içerisinde yer alıyor. Prostat bezinde meydana gelen enfeksiyonlar, zamanla şiddetli ağrı ve kasmalara sebep olarak kişi hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Eklem ve kaslarda yaşanan ağrılar, çok sık idrar yapma, idrarda kan görülmesi, cinsel isteksizlik ve idrar sırasında yanma hissi hastalığın önemli belirtileri arasında yer alıyor.

Prostat İltihabına Isı Tedavisiyle Çözüm

Kişinin hayatına olumsuz etki eden prostat iltihabı, ısı tedavisi yöntemiyle ortadan kaldırılıyor. Hasta tedavi sonrasında tüm şikayetlerinden kurtuluyor. Radyofrekans ısı tedavi yöntemi, dirençli prostat iltihabına sahip olan kişiler ve ilaç tedavisinin etki etmediği hastalar için uygulanıyor. Tedavi yönteminin uygulanmadığı kişiler ise şu şekilde: “Daha önce alt karın bölgesinden ışın tedavisi alanlar, vücudunda herhangi aktif bir implant bulunanlar, ciddi kalp hastalığı olanlar, idrar yolu,  ya da mesanede enfeksiyon olan hastalar, mesane duvarı kalınlaşması olan hastalar, prostat kanseri olan hastalar, göğüs kafesinden aşağıda protezi olan hastalar, hidronefrozu olan hastalar, nöropatik mesanesi olan hastalar, median lobu büyümüş olan hastalar”

Radyofrekans Isı Tedavisi Nasıl Gerçekleşiyor?

Tedaviden iki saat önce hastalara ağrı kesici almaları öneriliyor. Tedaviye başlanmadan önce genital bölgenin temizliği yapılıyor ve prostat iltihabını temizlemek için kullanılacak sisteme uyuşturucu madde sürülüyor. Bu işlemlerden sonra tedavi şu şekilde devam ediyor: “İdrar torbasından çıkan idrar kanalına, ince boru ve balon sistemi yerleştirilir. Yaklaşık 5.5 mm genişliğindeki ince borunun bulunduğu uç kısımdan radyofrekans yöntemiyle ısı üretilir. Bu ısı sayesinde prostat iltihabı güvenli bir şekilde yakılır.”

Radyofrekans ısı tedavi sistemi, idrar kanalından iğne sokularak prostat iltihabını yok etmeye dayanan TUNA uygulamasından çok daha farklı ve güvenli bir tedaviyi ifade ediyor. Tedaviden sonra kontrollerin kısa sürmesi ve hastanın günlük hayatına dönmesinin uzun zaman almaması, tedavinin önemli avantajları arasında yer alıyor. Tedavi halen Türkiye de sınırlı merkezlerde uygulanıyor.