
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde ESOGÜ Yaşlanma ve Bellek Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden ESOYBEM Müdürü Doç. Dr. Yasemin KAVLAK, İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar YILDIZ, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih ÖNSÜZ, Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer POYRAZ DEMİRSOY, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fulya BAKILAN, Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazlı DURMAZ ÇELİK, ESOYBEM Müdür Yardımcıları Dr. Öğr. Üy. Cemile BOZDEMİR ÖZEL ve Öğr. Gör. Dr. Selda YILDIZ, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Burcu AYIK, Nöroloji Anabilim Dalı’ndan Arş. Gör. Mehmet Orçun SOLAK ve Arş. Gör. Dr. Erdal BOSTAN ile Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden Arş. Gör. Dr. Bengü ERDEM tarafından “1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü” kapsamında toplumda farkındalık oluşturmayı hedefleyen bir etkinlik düzenlenmiştir.
Düzenlenen etkinlik Uygulama ve Araştırma Hastanesi polikliniklerinden yararlanan tüm yaş gruplarına ulaşarak sağlıklı yaşlanma konusunda bilinç kazandırmayı amaçlamaktadır. Merkezde görev yapan multidisipliner ekip tarafından, beslenme, fiziksel ve bilişsel fonksiyonları değerlendiren standart testlerden oluşan formlar ve bilgilendirici broşürler hazırlanmıştır. Etkinlik boyunca alan uzmanları tarafından bu değerlendirmeler yapılacak, broşürler dağıtılacak ve gerekli görülen bireyler ilgili kliniklere yönlendirilecektir. Böylece, yaşlılık döneminde sık görülen malnütrisyon, yetersiz fiziksel aktivite ve bellek sorunlarına dikkat çekilerek, bu üç alanı birlikte ele alan koruyucu bir sağlık hizmeti sunulmuş olacaktır.
ESOYBEM Müdürü Doç. Dr. Yasemin KAVLAK’ın konu ile ilgili yaptığı açıklama;
Sosyoekonomik gelişmeler, erken tanı ve etkin tedavi olanaklarındaki ilerlemeler ile sağlık hizmetlerine erişimin artması, hem dünyada hem de ülkemizde doğuşta beklenen yaşam süresinin uzamasına önemli katkı sağlamaktadır. Bu demografik değişim, 65 yaş ve üzerindeki bireylerin toplam nüfus içindeki oranını her geçen yıl artırmaktadır. Günümüzde dünya nüfusunun yaklaşık %10’unu yaşlı bireyler oluşturmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkemizde 65 yaş ve üzeri nüfus son beş yılda %21,4 artmış ve 2024 yılında toplam nüfusun %10,6’sına ulaşmıştır. Mevcut eğilimler sürdüğü takdirde, 2080 yılında toplumdaki her dört kişiden birinin yaşlı birey olacağı öngörülmektedir.
Bu hızlı değişim, yaşlılık döneminin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal boyutuyla da ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. İşte bu farkındalığı güçlendirmek amacıyla her yıl 1 Ekim “Dünya Yaşlılar Günü” olarak kutlanmakta; sağlıklı ve aktif yaşlanma, yaşlı hakları ve yaşlı bireylerin toplumsal yaşama katılımı gibi konular bu özel gün vesilesiyle gündeme taşınmaktadır.
Yaşlılık, yalnızca biyolojik bir süreç değil, yaşam boyu edinilen bilgi ve tecrübelerin gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan değerli bir evredir. Ancak bu süreç, bilişsel işlevlerde yavaşlama ve bellek sorunları açısından da kritik bir dönemdir. Bellek sağlığının korunması, bireylerin bağımsızlığını sürdürmesi ve yaşam kalitesini yükseltmesi açısından temel bir öneme sahiptir. Güncel bilimsel araştırmalar; düzenli fiziksel aktivite, dengeli beslenme, yeterli ve kaliteli uyku, zihinsel egzersizler ve sosyal etkileşim gibi sağlıklı yaşam alışkanlıklarının demans ve Alzheimer hastalığı riskini azaltmada etkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırmak, yalnızca kapsamlı sağlık hizmetlerinin sunulmasıyla değil, aynı zamanda doğru bilgiye ve koruyucu hizmetlere erişimin kolaylaştırılmasıyla mümkündür. Bu bağlamda Dünya Yaşlılar Günü; sağlıklı yaşlanmanın desteklenmesi, bellek sorunlarının önlenmesi ve yaşlı bireylerin sosyal yaşamdan kopmadan aktif ve üretken bir yaşam sürmelerinin önemini hatırlatmak için önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu doğrultuda düzenlenen farkındalık etkinlikleri, düzenli egzersizi, dengeli beslenmeyi, zihinsel aktiviteleri ve sosyal katılımı teşvik ederek hem bireysel hem de toplumsal refahın güçlenmesine katkıda bulunmaktadır.
Unutulmamalıdır ki yaşlılık bir hastalık değil, yaşamın doğal bir evresidir. Ancak yaş almayla birlikte bazı sağlık risklerinin ortaya çıkabileceği de göz ardı edilmemelidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre sağlık; “fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali”dir ve ülkelerin temel hedefi “yaşlıların bağımsızlıklarını koruyarak topluma aktif biçimde entegre olmalarını sağlamak” olmalıdır. Bu hedefe ulaşmanın ilk adımı, toplumun mevcut durumunun belirlenmesi ve elde edilen veriler doğrultusunda gerekli önlem ve müdahalelerin hayata geçirilmesidir. ESOGÜ Yaşlanma ve Bellek Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin yürüttüğü bu ve benzeri çalışmalar, sağlıklı yaşlanmayı destekleyerek toplumsal bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.
"Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur."
M. Kemal ATATÜRK