Atriyum fibrilasyonu olarak bilinen kalbin kulakçılarından kaynaklanan kalp çarpıntısı kalpte pıhtı gelişimine neden olarak beyini etkileyip felce neden olabilmektedir. Çoğu zaman hastalar bu çarpıntılarını hissedebilmektedir. Ancak bazen hastalar çarpıntının farkına varmayabilir. Bu şekilde sinsi seyreden durumlar çok tehlikelidir. Çünkü kişi önceden bir rahatsızlık hissetmediği için pıhtı gelişimi önlemek amacı ile önlem alınamamaktadır.
Geçen hafta Viyana’da gerçekleştirilen Avrupa Kalp Ritmi Birliği Kongresi’ne davet edilen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Görenek burada yaptığı konuşmada bu tür sinsi çarpıntıların beyine pıhtı atma riskinin yüksek olduğunu ifade etti. Avrupa Kardiyoloji Derneği Kongre Bilim Kurulu üyesi de olan Prof. Dr. Görenek şikayete neden olmayan, EKG’de tespit edilemeyen sessiz çarpıntıların kalp pili olan hastalarda tespit edilebildiğini ifade etti.
Ayrıca Holter denilen cihazlarla ya da vücuda yerleştirilen çok ufak algılayıcılarla da sessiz kalp çarpıntılarının yakalanması mümkündür. Çarpıntı yakalandıktan sonra pıhtıya bağlı inme riski yüksek olan hastalara pıhtı önleyici ilaçlar vererek felç oluşma riskini azaltabilmekteyiz. İnme riski olan hastalarda sessiz de olsa atriyum fibrilasyonunun tespit edilmesi halinde istenmeyen sonuçları önlemeye yönelik ilaçlar ve başka tedavi yöntemleri ile yüz güldürücü sonuçlar alınabilmektedir.
