MEVSİMSEL GRİP BAŞIMIZIN BELASI
23.09.2021
Öne çıkan görsel

Her yıl olduğu gibi mevsim geçişleri ile birlikte influenza mevsimi de geldi. Mevsimsel geçişlerde grip başta olmak üzere solunum yolu enfeksiyonları önemli bir sağlık problemidir. En çok görülen hali ile soğuk algınlığı (nezle) ve grip bazen birbiri ile karıştırılabilirse de hem etkenleri hem de klinikleri birbirinden farklıdır. Soğuk algınlığı; 200’den fazla virusun etken olabildiği daha çok burun akıntısı, tıkanıklığı gözlerde yaşarma halsizlik, kırgınlık, hafif öksürük ile seyreder, kendi kendine birkaç gün ile bir haftada iyileşirler. Grip ise influenza virusları tarafından oluşturulan 38 0C geçen ateş, şiddetli baş ağrısı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, yaygın kas ve eklem ağrıları ile kendini gösterir. Yaşlılar, kronik sağlık sorunu olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlarda akciğer enfeksiyonu gibi daha ciddi sonuçları ile hastanede yatış gerektirebilen hatta ölümcül olabilen bir klinik tablodur. Grip virüsü hasta insanın solunum yollarından özellikle hapşurma, aksırma ile ‘’virüs içeren’’ damlacıklarla 1.5 m lik bir alana yayılır. Havada asılı kalarak 2 saat boyunca,  metal yüzeylerde 24-48 saat, kumaş dokuda 8-12 saat, ellerde 5 dk yaşamını sürdürebilir. Virus diğer insanlara;  damlacıkların direkt solunması, virüs bulaşı olan yüzeylere el ile temas edilmesi sonrası elin ağız, burun ve göze temas etmesi ile ve tokalaşma ile olmak üzere başlıca üç yol ile bulaşır. Bulaştırıcılık hastalık belirtileri başlamadan bir gün önce başlar hastalık periyodu boyunca 1 hafta sürer. Hastalığın tedavisi belirtilerin ortadan kaldırılmasına yöneliktir.  Ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlarla, burundaki ödemi azaltarak solunumu rahatlatan dekonjestan ilaçlarla hasta rahatlatılır. Yatak istirahati, bol sıvı alınması önerilir. Ateşi gerilemeyen, öksürüğü uzayan,  solunum sıkıntısı olan kişiler derhal doktora başvurmalıdırlar. Özellikle immun düşkün, eşlik eden hastalığı olanlar vakit kaybetmeden hastaneye yatırılmalıdır. Hastalığa yakalananların diğerlerine bulaştırmamak için yapması gerekenler; Hasta kişilerin mümkün oldukça kalabalık ortamlardan uzak kalması, zorunlu bulunma gerekiyorsa diğer insanlarla temasın mümkün olduğunca kısa tutulması ve bu süre zarfında da maske kullanılması yararlı olacaktır. Hasta kişilerin bulunduğu odaların sık sık havalandırılması gerekir. Özellikle hapşuran ve aksıran hasta kişilerin 1.5 m yakınına yaklaşmamak gerekir. Temas edilmesi durumunda ve kalabalık ortamlara gidildiğinde eller sık sık yıkanmalıdır. Mevsim özelliklerine göre giyinmeli, iyi beslenilmeli ve düzenli uyunmalıdır. 65 yaş üzerindekiler, yüksek tansiyon, kalp hastalığı, böbrek hastalığı,  şeker gibi kronik hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlar, son 6 ayında grip mevsiminde olacak gebeler, bakımevinde kalanlar, onlara hizmet verenler ve sağlık personelinin aşılanmasını önerilmektedir. Aşı içeriğini Dünya sağlık örgütü belirlemektedir.  Piyasada Üçlü ve dörtlü olmak üzere inaktif aşılar mevcuttur. Yukarıda belirlenen risk grubuna belgelendirilmesi durumunda grip aşısı SGK tarafından karşılanmaktadır. Aşının koruyuculuğu aşı içeriğindeki viruslarla toplumda dolaşan virusların örtüşme oranına, yaş, genel sağlık durumu gibi nedenlere bağlı olarak %30-80 arasında değişmektedir. Genç bireylerde aynı zamanda iş gücü kaybı ve antibiyotik kullanımı önemli oranda azalmaktadır. Yaşlı bireylerde koruyuculuğu gençlere göre daha düşük olmakla birlikte hastaneye yatış ve ölüm oranları önemli oranda azalmaktadır. Anaflaksi düzeyinde yumurta alerjisi olanlar, aşı içerindeki maddelere alerjisi olanlar, aktif nörolojik hastalık ya da aşı sonrası ciddi nörolojik yan etki gelişenlere aşı yapılması önerilmez. Aşılama için uygun dönem bu yıl Ekim ayı sonu olup Ocak ayı dahil yapılabilir. Aşının koruyuculuğu yapıldıktan 2 hafta sonra başlar 6 ay -8 ay mevsimsel grip sezonu boyunca devam eder. Soğuk algınlığı viruslarına yönelik aşı bulunmamaktadır. Grip aşısı olan kişiler bu dönem boyunca, aşı içeriğinde olmayan diğer tip influenza virusları ya da soğuk algınlığı virusları ile karşılaşabileceğini bilmeli ve diğer korunma yollarından vazgeçmeden her zaman uygulamalıdırlar.

Prof. Dr.Elif Doyuk Kartal

ESOGÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

ESOGÜ Sağlık, Uygulama Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı