“Dünya Prematüre Günü” her yıl 17 Kasım da prematüre bebeklerimizin varlığını topluma hatırlatmak, sorunları hakkında farkındalık yaratmak üzere çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, 37. gebelik haftasından önce dünyaya gelen bebekleri "prematüre" olarak tanımlamaktadır. Tüm gebeliklerin yaklaşık %10’u anneye veya bebeğe ve bazen de tam belirlenemeyen nedenlere bağlı olarak prematüre doğumla sonuçlanır. Tüm dünyada bebek ölümlerinin en önemli nedeni prematüreliğe bağlı gelişen sorunlardır. Ülkemizde de yıllık doğum oranlarının yüksek olması nedeniyle prematürelik önemli boyuttadır.
Prematüre bebeklerin sorunları nelerdir?
Prematüreler fiziksel ve sinirsel gelişimlerini tamamlamadan doğan bebeklerdir. Bu bebekler zamanında doğan bebeklere göre daha hassaslardır ve daha sık sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalırlar. Cilt maturasyonu tam olmadığı ve cilt altı yağ dokuları az olduğu için oda sıcaklığında vücut sıcaklıklarını koruyamazlar ve aynı zamanda ciltten su kayıpları da fazladır. Bu nedenle ısı ve nem sağlayan küvözlerde bakılmaları gerekir. Akciğer gelişimleri yeterli olmadığı için çoğu kez solunum cihazları ile desteklenmeleri gerekmektedir. Beyin damarları kırılgan olduğu için beyin kanamaları sık görülen sorunlar arasındadır. Sindirim sistemleri tam gelişmediği için ağızdan beslenmeyi tolere edemezler. Başlangıçta büyümeleri için gereken enerji damardan verilen protein, yağ, şeker, mineral ve vitaminleri içeren sıvılarla karşılanır. Beslenebilmeye başladıklarında da mümkün olan her zaman anne sütü tercih edilmelidir. Prematüre bebekler için en uygun besin anne sütüdür. Bağışıklık sistemleri ve anneden geçen antikorlar yetersiz olduğu için enfeksiyonlara yatkınlıkları artmıştır. Göz damarlarının gelişiminde görülen bozukluklar zamanında müdahale edilmezse körlüğe kadar gidebilir. Bebek ne kadar prematüre doğmuşsa sorunlar o kadar ağır seyreder ve bazen tüm çabalara rağmen ölümle sonuçlanabilir. Hayatta kalan bebeklerde ise serebral palsi, görme ve duyma kaybı ve zihinsel problemler gibi uzun dönem sorunlar görülebilir.
Prematüre bebeğin izlemi ve bakımı nasıl olmalıdır?
Avuç içi kadar küçük doğan bu bebeklere ancak sevgi ve bilgi ile dokunulduğunda hayata büyük adımlarla devam edebilmeleri mümkün olmaktadır. Prematüre bebekler, riskli gebeliklerin izleminde tecrübeli kadın doğum uzmanlarının olduğu perinatoloji merkezlerinde doğmalı ve yenidoğan uzmanı gözetiminde yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde izlenmelidir. Bebeklerin izleminde ileri teknoloji gerektiren cihazlar, multidisipliner yaklaşım, gece-gündüz özveriyle çalışan bir ekip gereklidir. Bu ekibin lideri Neonatoloji (yenidoğan) uzmanıdır. Neonatoloji yan dal uzmanlığı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlığının üzerine 3 yıl daha bu özel alanın eğitimini gerektirmektedir. Özellikle Seviye 3 yoğun bakım gerektiren çok düşük doğum ağırlıklı prematüre bebeklerin bakım, tedavi ve izlemlerine ilişkin mesleki yeterlilik ancak bu yan dal uzmanlık eğitimi ile edinilebilir. Türk Neonatoloji Derneği her yıl 17 Kasım Dünya Prematüre Günü’nde düzenlediği aktiviteler ve hazırlanan görseller aracılığı ile “Erken doğanlar yenidoğan hekiminin ellerindeyse kazanır.” konseptini vurgulamaktadır. Yenidoğan hemşireliği el becerisi, dikkatli gözlem yeteneği, bebeklere özgü belirti ve bulguları tanıma açısından bilgi ve tecrübe isteyen özellikli bir meslektir. Yenidoğan hemşiresi bebeğe bir anne şefkatiyle yaklaşarak her türlü ihtiyacı ile yakından ilgilenir. Ayrıca prematüre bebeğin izleminde neonatoloji yanı sıra çocuk kardiyoloji, çocuk nöroloji, çocuk cerrahisi, oftalmoloji, radyoloji başta olmak üzere birçok uzmanlık alanının işbirliği gereklidir.
Prematüre bebeğin ailesini neler beklemektedir.
Bebeklerinin erken doğmasıyla başlayan ve hastane yatışlarıyla devam eden süreç aileler için endişe düzeyinin çok yüksek olduğu bir dönemdir. “Bebeğim yaşayacak mı?, Bebeğim yaşarsa, kalıcı sorunları olacak mı?, Bebeğim hastanede kaç gün kalacak?, Küçücük bebeğim eve gelince ona bakabilecek miyim? Bebeğim yaşıtlarından geri mi kalacak?” benzeri sorular ve endişeler ailelerde psikolojik bir travmaya neden olmaktadır. Prematüre bebeğin yoğun bakım ünitesinden taburcu oluşuna kadar geçen süreç iniş çıkışlarla doludur. Araya giren sağlık problemleri, zaten çok yavaş olan büyümeyi daha da yavaşlatmakta ve aileleri umutsuzluğa itebilmektedir. Bunun aşılmasında başta bebeğin doktoru ve hemşiresi ile kurulan güven ilişkisi çok önemlidir. Bilgilendirme yapılırken yalın anlaşılabilir bir dil kullanmak, gerçekleri ve riskleri olduğu gibi anlatmak ancak çok karamsar bir tablo çizmemek gerekir. Ailenin bebeğini görmesi mümkün olan zamanlarda bakımına katılması sağlanmalıdır.
Prematüre bebekler doğum sonrası uzun süre hastanede kalabiliyorlar bu durumda anne-bebek bağlanması nasıl sağlanıyor?
UNICEF desteği ile 1979 yılından bu yana gelişmiş ülkelerde uygulanmaya başlanan, günümüzde Türkiye'de benimsetilmeye çalışılan "Kanguru Bakımı" prematürelerde anne bebek bağlanmasının temellerinin bebeğin hastanede yattığı dönemlerde atılmasını sağlıyor. Kangurular yavrularını karınları üzerinde bulunan bir kesede taşıyarak onunla devamlı sıcak bir temas halinde bulunurlar. Bundan esinlenilerek yenidoğan yoğun bakım servislerinde uygulanan kanguru bakımında prematüre bebekler, sadece altı bağlanmış, başında bir başlık olacak şekilde annesinin çıplak göğsü üzerine yatırılır ve anne sıcaklığını hissederler. Kanguru bakımına günde 30 dakika ile başlanır. Bebeğin durumuna göre bu süre günde 2-3 saate kadar uzatılabilir. Şefkatli fiziksel temasın prematüre bebeğin solunum ve kalp hızını düzenlediği, vücut ısısının korunmasına yardımcı olduğu, anne sesinin, bebeğin nörolojik ve zihinsel gelişimini olumlu etkilediği gösterilmiş. Kanguru bakımı baba tarafından da uygulanabilir. Böylece bebekle, anne ve babası arasında psikolojik bir bağ kurulur. Bebeğin durumu elveriyorsa anne emzirtilebilir. Anne ve prematüre bebeklerin birbirinde uzak olmaları halinde yaşanan önemli bir sorun sütün gelmemesidir. Kanguru bakımı annede süt salgısını da arttırmaktadır.
Prematüre bebekler ne zaman taburcu edilebilir? Aile bu sürece nasıl hazırlanıyor? Taburculuk sonrası takip nasıl olmalı?
Ne kadar küçük doğmuş olursa olsun prematüre bebekler; kuvözden çıkartıldığında vücut ısısını koruyabiliyorsa ve yeterli büyüme ve gelişmeyi sağlayabilecek kadar emmek suretiyle beslenebiliyor ise eve taburcu olabilirler. Bebeğin yatışından itibaren hastanedeki bakımında aileye küçük görevler vererek taburculuğa hazırlık süreci başlatılmalıdır. Bebeğe dokunmak ve kucağına almak, kuvözde iken altını değiştirmek, beslenme esnasında yardımcı olmak gibi basit görevlerle başlanır. Kuvöz dışına çıkabilecek şartları sağladığında ise anne ve baba ile beraber özel bir odada ev yaşamına adaptasyon sürecine geçilir. Bebeğin kullandığı ilaçlar, evde dikkat edilmesi gereken noktalar ve bireyselleştirilmiş takip planı net olarak belirlenmeli ve yazılı olarak da aileye verilmelidir. Bebeğin ilk kontrolü taburculuktan en geç 1 hafta sonra yapılır. Büyüme ve nörolojik gelişimin takibi için düzenli aralıklarla bebek kontrole çağırılır.
Doç. Dr. Özge AYDEMİR
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı Neonatoloji Bilimdalı Öğretim Üyesi