İLERİ EVRE PROSTAT KANSERİNDE ATOM TEDAVİSİ
24.09.2021
Öne çıkan görsel

 Prostat kanseri, tüm dünyada erkeklerde görülen en yaygın ikinci kanser türü olup bir çok erken tanı yöntemi ve tedavide kaydedilen gelişmelere rağmen, erkeklerde kansere bağlı ölüm nedenleri içinde akciğer kanserlerinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Beş yıllık hayatta kalma oranı lokalize prostat kanserli hastalarda yaklaşık % 100 iken,  uzak metastazı olanlarda bu oran % 31'e kadar düşer. Prostat kanseri vücudun diğer bölgelerine yayıldığında yani metastazlar geliştiğinde; hastalara öncelikle hormon ilaçları başlanmaktadır. Ancak zaman içinde hormon ilaçlarına da direnç gelişmektedir. Bu safha “Kastrasyona Dirençli Metastatik Prostat Kanseri (KDMPK)” olarak tanımlanmaktadır.

 Son on yılda, radyoaktif elementlerin kanser tedavisinde kullanma yöntemi olan hedeflenmiş atom tedavileri, baş döndürücü bir hızla gelişmiş ve kanser tedavisinde paradigma değişikliğine yol açmıştır. Belli kanser türlerinde elde edilen başarı o kadar etkileyici olmuştur ki bugün bu tedavilerin büyük kısmı artık rutin hale gelmiştir. Bu gelişmelere baktığımızda, gelecek on yılda radyonüklidlerle yapılan atom tedavilerinin sayı ve çeşitliliğinin çok daha artacağı aşikardır.

 Prostat kanseri hücre yüzeylerinde PSMA adı verilen bir molekülü bağlayan reseptörler vardır. PSMA molekülü damar yoluyla hastaya verildiğinde vücuttaki prostat kanseri hücrelerini bularak bunlara yapışır. Bu moleküle radyoaktif bir maddeyi birleştirirseniz, beraberinde radyoaktif maddeyi de götürür ve hastalıklı dokunun bulunduğu yerdeki hücrelerin içine sokar. Radyoaktif bir madde olan Lutesyum 177, PSMA molekülü ile bağlanarak hastaya verildiğinde, Lutesyum-177 PSMA prostat kanseri hücresinin içine girer, burada ışınlama yaparak kanser hücresini öldürür, sadece prostat kanseri hücresine girdiği için, bu reseptörü bulunmayan diğer vücut hücrelerine giremez, dolayısıyla diğer dokulara radyasyon zararı vermez. Lutesyum-177 PSMA tedavisi ülkemizde ilk defa, dünyada da ikinci olarak, 2014 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer tıp Anabilim Dalı’nda uygulanmıştır. ESOGÜ Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim dalı olarak biz de bu tedaviyi yaklaşık üç yıldan bu yana uygulamaktayız.

 Prostat kanserinde Lutesyum-177 PSMA tedavisi, genel olarak prostat kanserinin kastrasyona dirençli metastatik prostat kanseri durumunda tercih edilir. Yani hastaların standart tedavileri almış veya çeşitli sebeplerle alamıyor olmaları gerekir. İleri evre prostat kanserlerine uygulanır. Ancak her hasta bireysel olarak değerlendirilmeli ve tedaviden fayda görüp görmeyeceği multidisipliner bir yaklaşım ile ele alınmalıdır.

 Son zamanlarda Lutesyum tedavisi, yoğun metastazları olan prostat kanserli hastalara hormonoterapi ve kemoterapi öncesi de uygulanabilmektedir. En önemli etkisi özellikle kemik metastazlarına bağlı ağrılar kontrol altına alınabilmektedir. Kemik metastazları nedeni ile ağrı şikâyeti olan hastaların önemli bir bölümünde ise ilk dozdan sonra bile ağrıları azalttığı gösterilmiştir. Sadece kemik metastazlarına değil, lenf ve organ metastazlarına da etkilidir. Birçok literatürde, ileri evre prostat kanser hastalarında yaşam süresini ve yaşam kalitesini artırdığı gösterilmiştir. Dolayısıyla ileri evre prostat kanserli hastalarda bir umut gibi gözükmektedir. Lutesyum-177 PSMA tedavisi sonrası hastalarda %80’e varan oranlarda PSA değerlerinde düşme sağlandığı bildirilmiştir. Tedavi sonrası PSA değerlerinde %50 ve üzerinde düşme oranı ise %32-60 arasında olup, hastaların %47’sinde stabil hastalık sağlanmıştır.

  Lutesyum-177 PSMA tedavisi, 4-6 hafta aralıklar ile uygulanır. Toplam kür sayısı hastanın tedavi yanıtına göre değişebilir. Tedavi planlaması yapılmış ve tedavi kararı alınmış olan hastaların randevu gününde, kullanılan radyoaktif madde Nükleer Tıp Anabilim dalında özel olarak sentezlenir. Hazırlanmış olan radyoaktif ilaç damar yoluyla, yaklaşık 30 dk süre içerisinde hastaya verilir. Genel olarak, hastalar aynı gün mesai bitiminden sonra taburcu edilebilmekle birlikte bir gün yatış önerilmektedir. Taburcu olduktan sonra hastalar normal yaşantılarına dönebilirler. Hastaların radyasyon nedeniyle tecrit edilmeleri gerekmez. Lutesyum-177 PSMA tedavisinin, kanser hastalarında bazı kemoterapiler sonrası görülen mide bulantısı, saç dökülmesi gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yan etkileri bulunmamaktadır. Kemiklerde hastalığın çok yaygın olduğu durumlarda tedavi sonrası orta vadede kan değerlerinin düşmesi gibi yan etkileri olabilir. Tedavini en önemli yan etkisi ağız kuruluğu oluşturmasıdır.

 Lutesyum-177 PSMA tedavisi, Nükleer Tıp servisinde yapılan bir tedavi olup hastalar genel olarak üroloji, medikal onkoloji veya radyasyon onkoloji uzmanları tarafından Nükleer tıp birimine yönlendirilir ve multidisipliner olarak değerlendirilirler. Ancak hastalar direkt olarak da üniversite hastanelerinin Nükleer Tıp tedavi polikliniğine başvurabilirler. Teadav, SGK ödemesi kapsamında yapılmaktadır.

 

Prof. Dr. İlknur AK SİVRİKOZ

ESOGÜ Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Başkanı