ESOGÜ HASTANESİ BESLENME DİYETETİK BÖLÜMÜ COVİD-19 BESLENME ÖNERİLERİ
27.09.2021
Öne çıkan görsel

 Pandemi olarak kabul edilen Covid-19 hastalığını önleyen veya tedavi eden herhangi bir besin veya besinsel destek yoktur. Sağlıklı, güvenilir gıdalar ile yapılacak yeterli ve dengeli beslenme, uyku düzeni ve stres düzeyinin düşük tutulması ile beraber, bağışıklık sistemini güçlendirici etki göstermektedir. Karın doyurmak, can sıkıntısını gidermek, her istediğini yemek-içmek, az yemek, çok yemek değil; imkanlar dahilinde, yeterli protein almak, posa, vitamin, mineral ve antioksidan yönünden zengin, akılcı beslenmek hedeflenmelidir.

     Bu süreçte, olabildiğince besleyici, raf ömrü uzun, dayanıklı gıdalar satın alınmalıdır. Su eklenerek hazırlanacak, koruyucu içeriği yüksek hazır makarna karışımları, hazır çorbalar yerine; geleneksel beslenme kültürümüzde olan bulgur, mercimek, erişte, tarhana gibi besinler soframızda yer almalıdır.

     Her gün ve her öğün taze, iyi yıkanmış, çürüksüz, mevsime uygun sebze ve meyveler tüketilmelidir. Kilo kontrolü ve doygunluk sağlamak için özellikle sebzeler ana öğünlerde mutlaka bulunmalı, sağlıklı beslenme tabağımızın yarısı bu besinlerden oluşmalıdır. Etsiz sebze yemeği, söğüş doğranmış sebze, rendelenmiş havuç, dilimlenmiş turp, maydanoz-sağan söğüş, iyi yıkanmış yeşilliklerle renkli beslenmeye gayret edilmelidir. Posa, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin bu besinler bağışıklığımızı güçlü tutmaya yardımcı olmaktadır. Portakal gibi narenciye türü meyvelere, yüksek C vitamini içeriklerinden dolayı ağırlık verilmeli; salatalara, çaya ıhlamura, suya az miktarda taze limon suyu mutlaka eklenmelidir. (NOT: Eğer herhangi bir rahatsızlıktan dolayı bu besinleri tüketemiyorsanız, kişiye özel beslenme önerileri için diyetisyenlere ulaşınız.)   Kurubaklagillerin besinsel değeri yüksektir;  bitkisel protein, bitkisel demir, bitkisel kalsiyum, bağırsak sağlığımızı koruyan yüksek posa, cilt sağlığımızı koruyan E vitamini, sinirsel sağlığımızı koruyan B grubu vitaminleri içermektedir. Kuru barbunya, nohut, mercimek, bakla, kuru fasulye her gün soframızda yer almalı, yanında limonlu ve zeytinyağlı taze sebzeler ile tüketilmelidir. Böylece içeriğindeki besin öğelerinin vücutta emilimi artmaktadır. Kurubaklagilleri, evde haşlayıp küçük poşetlerle buzluğa kaldırmak sağlıklı ve pratik olacaktır. (NOT: Ülkemizde tuz tüketimi ve hipertansiyon rahatsızlığının yüksek olduğu unutulmamalıdır. Konserve olarak satılan kurubaklagiller, yüksek tuz içerdiği için dikkatli tüketilmelidir, iyi yıkanmalı, onlarla hazırlanan yemeklere tuz konulmamalıdır.) Kurubaklagiller, gluten içermeyen doğal gıdalardır. Bu yüzden, çölyak hastaları için uygundur. Glutensiz beslenmeye çalışan, ama çölyak hastası olmayan insanlar için de uygundur. (NOT: Eğer çölyak hastası değilseniz, lütfen marketlerden çölyak hastaları için hazırlanmış “glutensiz” besinleri satın almayınız. Glutensiz besin alternatiflerini öğrenmek için diyetisyenlere ulaşınız.)

     Balık, stres düzeyini düşürmeye yardımcı, uyumayı kolaylaştırıcı besin öğeleri içermektedir, yağ ve enerji içeriği kırmızı ve beyaz ete göre düşüktür. Kızartmak, içeriğindeki sağlıklı yağ ve antioksidanları zararlı hale getireceği için uygun değildir. Kızartma yerine; fırınlama, buğulama gibi sağlıklı pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Haftada 1-2 gün tüketilecek taze veya konserve balık, kalp-damar sağlığını ve bağışıklığı güçlendiren sağlıklı bir protein alternatifidir.

   Hastalık yapıcı virüs ve bakterilere karşı vücudun önemli savunma mekanizmalarından olan antikorların görevlerini yapabilmesi için, her gün yeterli protein alınması gerekmektedir. Yumurta, peynir, kırmızı et, tavuk, balık, süt, yoğurt, seviyorsanız kefir, kaliteli hayvansal protein, demir, kalsiyum, B12 içeriklerinden dolayı tüketilmelidir. Kavurmak ve kızartmak sağlıklı besin öğelerinde bozulma ve kayıplara yol açtığından, kavurma ve kızartma yapılmamalıdır. Çiğ balık, çiğ et, çiğ kıyma, çiğ dolma, çiğ mantı, az pişmiş etler tüketilmemelidir. Et ve diğer yiyeceklerin iyi piştiğinden emin olunmalıdır.

       Bebekler için en iyi besin, besin öğesi, su ve protein kaynağı anne sütüdür. İlk 6 ay anne sütü almak her bebeğin hakkıdır, ülke ve dünya politikasıdır. Emziren anneler, her gün 3 litre(15 bardak) su içmeli, bebek uyudukça yatıp uyumalı, kendilerinin ve bebeklerinin sağlığına odaklanıp endişe düzeylerini düşürmelidir. Bunların yapılması, anne sütü üretimini bilimsel olarak artırmakta ve korumaktadır. (NOT: Bebeğinizde besin alımında azalma, düşük kilo alımı gözlemliyorsanız, beslenme durumunun değerlendirilmesi, size sağlıklı çözümler sunulması için pediatri diyetisyenlerimize ulaşınız.)

      Bu dönemde, bağışıklığımızı güçlü tutmak için yüksek yağ, yüksek tuz, yüksek şeker içeren hazır besinler, beyaz ekmek dahil hamurişleri, cipsler, margarinler, gazlı içecekler, patlamış mısır, işlenmiş et ürünleri, hazır meyve sularının tüketimi sınırlandırılmaldır. Yediğimiz ve içtiğimiz her şeyin hücrelerimize dönüştüğü unutulmamalıdır. Sağlıklı besinler seçersek hücresel sağlığımız da gelişip güçlenmektedir.

      Alkol ve alkollü içkilerin hem enerjisi yüksektir hem de alkol vücudun enerji metabolizmasında ihtiyaç duyacağı vitamin ve mineralleri tüketmektedir. Bilinenin aksine uyku ve rehavet vermemekte, vücudu ve zihni strese sokmakta, uykusuzluğa sebep olmakta, vücudu susuz bırakmaktadır. Alkol dost değildir,  alkol alımının korona virüs üzerinde öldürücü etkisi yoktur. Sağlıklı olmak, sağlıklı düşünmek, zeka aktif bir zihne sahip olup kendimizi ve sevdiklerimizi korumak için alkol tüketilmemelidir.

    Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme ihtiyacımız olan enerji, vitamin ve mineralleri sağlamaktadır. Besinlerle yeteri kadar alamadığınızı düşünüyorsanız, doktorunuza/diyetisyeninize/eczacınıza danışarak optimum içerikli vitamin/mineral takviyesi, lif takviyesi, probiyotik, prebiyotik kullanabilirsiniz.  

    Yeterince su içmek, susuz kalmamak, lokmaları iyi çiğnemek, yemek yerken haber, sosyal medya takip etmek yerine yemeğe odaklanmak; mide, karaciğer, bağırsak sağlığımızı koruyacak, sağlıklı bir sindirim gerçekleştirmemizi sağlayarak stresimizi düşürmeye yardımcı olacaktır.  

     Son olarak; ellerimizi su ve sabunla iyice köpürterek yıkamak, mutfak tezgahlarımızı temiz tutmak, satın aldığımız besinleri iyi yıkamak, yiyecekleri iyi pişirmek corona ya da başka virüs, bakterilerden, besin zehirlenmelerinden korunmak için önemlidir.  

     Hastanemizde en hijyenik, sağlıklı şekilde sağlık çalışanlarımıza, personelimize, hasta ve hasta yakınlarımıza yemek hizmeti sunduğumuzu, ana mutfak, mama mutfağı çalışanlarımızla hastanedeki süreci desteklediğimizi; normal yolla beslenemeyen hastalarımız için de beslenme destek ekibimizin devrede olduğunu, Tıp Fakültesi Beslenme ve Diyetetik bölümüne telefonla ulaşabileceğinizi belirtmek isterim. İyi haberler alacağımız, iyileşeceğimiz, sağlıklı ve güzel günler dilerim…

Kaynaklar:

Türkiye Diyetisyenler Derneği Covid-19 için Beslenme Önerileri

Türkiye’ye Özgü Besin ve Beslenme Rehberi

                                                                                                                                                       Dyt. Anıl Çiğdem UYGUR