Fit ve atletik bir vücuda kim sahip olmaz istemez ki?
İnsanoğlu tarih öncesi çağlardan günümüze kadar yarışma kazanmak veya daha iyi performans sergilemek için çeşitli yollara başvurur. Madalya elde etmek, para kazanmak, atletik görünüme sahip olmak ve belki de en önemlisi en iyi olma psikolojisi, kişileri bazı maddelerin kullanımına iter. Tabi bunların bir bedeli olduğu başlangıçta tahmin edilemez. Tahmin bile edilse bu bedeli ödeme pahasına da olsa, kişi bu maddeleri kendini kullanmaktan alıkoyamaz. Bu bedel maalesef sakatlık, ciddi hastalık ve hatta ölümle ödenir.
Performans arttırıcılar sporcuların egzersiz kapasitesini arttırmak için kullandıkları maddelerdir. Genelde anabolik steroidler olarak adlandırılsa da birkaç gruba ayrılmaktadır. Performans arttırıcıların kullanımı eskilere dayanmaktadır. Günümüzde, ABD ve çoğu Avrupa ülkelerinde satışı yasak olmasına rağmen halen kullanılmaya devam edildiği görülmektedir. Bu maddelerin halk arasında kullanımı, sporculara göre daha ciddi yan etkilere yol açtığı görülmüştür. İstenmeyen etkilerin oluşması denetimsiz, ulaşılması ve satışı yasak ilaçların gelişi güzel ve profesyonel olmayan öneriler sonucunda kullanımı sonrası oluştuğu saptanmıştır.
Performans arttırıcıların içerdiği etkene göre etki mekanizmaları değişmektedir, en önemli etkileri;
- Kas kitlesini arttırır
- Yara iyileşme süresini kısaltır
- Enerjiyi arttırır
- Performansı arttırır
- Vücut yağını azaltır, yağ yıkımını hızlandırır
Sınıflaması:
- Anabolik maddeler
- Hormonlar
- Uyarıcılar
- Ağrı gidericiler
- İdrar Söktürücüler
- Kan hücreleri üzerine etki edenler
- Oksijen taşıma kapasitesi artıranlar
- Maskeleyici ilaçlar
Performans arttırıcı etkisi olan, günümüzde sık tercih edilen ve kullanılan maddeler şunlardır:
1.Androjenik maddeler: Androjenik maddeler denildiğinde erkeklik hormonu olan testosteron veya testosteron sentetiklerini içeren ilaçlar sayılır. 1970 ve 1980’lerde Gıda ve İlaç Kuruluşu (FDA: Food and Drug Administration) ABD’de bu ilaçları kontrollü şekilde kullanırken, 2004’ de çıkan anabolik ve steroid kontrol yasası sonrasında testosteronun (sentetik türevlerini de dahil) satışı federal bir suç olarak sayılmıştır. Ancak bu yasaya rağmen günümüzde bu maddelere rahatlıkla ulaşılabilmektedir. Normal şartlarda testosteron hem kadında hem de erkekte bulunmaktadır. Günlük üretimi, erkekte kadına göre 30-100 kat daha fazladır. Erkeksi özelliklerin ortaya çıkmasını sağlar.Androjenik maddeler kas kitlesini arttırmak ve yağsız beden kitlesi geliştirmek için sık tercih edilir. Ancak kanıtlanmış yan etkileri ciltte hafif renk değişikliğinden, ciddi karaciğer hasarı ve hatta ani ölüme kadar değişir.Bu maddelerin kadınlarda kullanımı sonrasında seste kalınlaşma, kıllanma ve erkeksi özelliklerin ortaya çıkması kaçınılmazken erkeklerde testosteronun yıkım ürünlerinin etkisi ile kadınsı meme görünümü (jinekomasti) oluşabilir. Kas hacminde artışın yanı sıra kuvvet ve performansta da iyileşme gözlenir. Ancak bu etkiler sonucu kas, ligaman ve tendonlarda yırtıklara sıkça rastlanır.Androjenik sterodlerin kullanımı sonrası görülen yan etkiler aşağıda belirtilmiştir.
Androjenik ilaçların yan etkileri:
Cilt-saç
- Saçlarda dökülme
- Sivilce
- Apse
- Diş eti hiperplazisi
- Deride çatlaklar
- Kist
- Yağ salgı bezi artışı
- Ödem
Kalp-Damar
- Kalp krizi ve ani kalp ölümü
- Kalp büyümesi
- Kalp kasında hasarlanma
- Pıhtı oluşumu
- Damarlarda daralma
- HDL (iyi huylu kolesterol) seviyesinde azalma
- Kolesterol düzeylerinde artış
- Hipertansiyon
Endokrin
- Erkekte
- Kadın tipi meme oluşumu
- Testislerde küçülme
- Sperm üretiminde azalma
- Kısırlık
- İktidarsızlık
- Kan şeker düzeyinde artış
- Troid fonksiyonlarında bozulma
- Kadında
- Adet düzensizlikleri
- Erkek tip kıllanma
- Klitoris büyümesi
- Memede küçülme
- Seste kalınlaşma
- Kan şeker düzeyinde artış
- Troid fonksiyonlarında bozulma
- Saç dökülmesi
Sinir sistemi
- Dikkat dağınıklığı
- Depresyon
- Uykusuzluk
- Anksiyete
- Duygusal davranış bozukluğu
- Sinirlilik
- Saldırganlık
Diğer
- Eklem iltihabı
- Enjektörlerin kullanımına bağlı enfeksiyon
- Gözde mantar enfeksiyonu
- Testis ve prostat kanseri riskinde artış
- Böbrek kanseri riskinde artış
- Tümör büyümesini uyarma
Karaciğer
- Karaciğer hücre harabiyeti
- Fonksiyonlarında bozulma
- Kanama
- Karaciğer parçalanması
- Kanser riskinde artış
2.Hormonlar: İnsan Büyüme Hormonu (Human Growht Hormon, Somatotropin) ve İnsülin benzeri büyüme hormonu (IGF):Beyinde ön hipofiz bezinden salınan GH (somatotropin) insanlarda ve hayvanlarda fizyolojik büyüme, hücre üretimi, kıkırdak yapımı ve kemik büyümesini uyaran bir hormondur. Etkilerini dokular üzerinde Somatomedin C, diğer adı IGF-I (insülin like growht factor) ile gerçekleştirir. Eksikliğinde cücelik, fazla üretiminde aşırı olarak büyüme (jigantizm) veya akromegali meydana gelir.İlk kullanımı 1984’de, çocuklar da büyüme hormonu eksikliğine bağlı boy kısalığı nedeniyle olmuştur. Sonrasında sporcular tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Hatta 1996 olimpiyatları, birçok oyuncuda bu madde saptanması üzerine Büyüme Hormonu Oyunları olarak adlandırılmıştır.
Laboratuvar koşullarında saptanması zor olması nedeniyle sporcular tarafından halen sık tercih edilen maddelerden birisidir. Araştırmalara göre vücut geliştirime sporu yapanların %12’si kullanmaktadır. Vücuttaki etkilerini protein metabolizması üzerinden gerçekleştirir. Aminoasitlerin ve nitrojenin kasa hareketini uyararak kas kitlesinde artış ve buna bağlı kas büyümesine yol açar. Cilt altı yağ dokusunu azaltır, yağ yıkımını arttırır.
Yan etkileri aşağıda sıralanmıştır.
- Baş ağrısı
- Kas ağrısı
- Eklem ağrısı ve eklemlerde ödem
- Orantısız kemik büyümesi
- Kulak, burun ve dudaklarda büyüme, kalınlaşma
- Çene kemikleri, kafatası kemiğinde büyüme
- Şeker hastalığı
- Koyu ve değişmiş cilt dokusu
- İyi huylu yağ (HDL)
- Kolestrol seviyesinde artış
- Kalp hastalığı ve kalp büyümesi
- Hipertansiyon
- Uzun süreli kullanımı prostat kanseri riskinde artış
- Kemik tümörü
- Kanserin ortaya çıkmasında hızlanma
- Troid fonksiyonlarında bozulma
- İç organların büyümesi
3.UYARICILAR (stimülanlar):Bu grup içinde en bilinenler kafein ve amfetamindir.
Kafein:En çok kullanılan maddelerden birisidir. Merkezi sinir sistemi uyarıcısıdır. Beyne giden ve beyinden gelen sinir uyarılarını hızlandırır. Doğada birçok bitkide değişik miktarlarda bulunur.Yorgunluğu azaltır ve egzersiz performansını arttırır. Etki genelde 2-5 mg/kg seviyelerinde başlar. Ölümcül dozu 170 mg/kg’dır, bu nedenle güvenlik aralığı oldukça geniştir. Alımı sonrası hızlıca emilir ve etkisi 30-45 dakika sonra başlar. Günlük hayatımızda kullandığımız bazı içeceklerde kafein miktarı:
İçeceklerdeki kafein miktarı
- Çay: 20-100 mg
- Kola: 40 mg/kutu
- Red bull: 115 mg
- Starbucks cafe: 50-300 mg
- Filtre kahve: 135-200 mg
- Türk kahvesi: 57mg/fincan
İyi etkileri
- Kalp hastalığı riskini düşürür
- Alzheimer riskini azaltır
- Yorgunluğu giderir
- Metabolik hızı arttırır
- Kanser gelişme riskini azaltır
- Parkinson hastalığı riskini azaltır
- Şeker hastalığı riskini azaltır
- Ağrı kesici özelliği vardır
Yan Etkileri
- Kalp hızında artış
- Kan basıncında artış (inme riskinde artış)
- Hafif idrar söktürücü
- İshal
- Çarpıntı
- Baş dönmesi
- Bulantı/kusma
- Titreme
- Karında şişlik
- Baş ağrısı
- Menapoz sonrası kadınlarda kemik erimesini hızlandırır.
Amfetamin:Dikkat eksikliği ve aşırı aktivite bozukluğu durumlarında kullanılır. Kilo kontrolünde iştah azaltıcı olarak da tercih edilmektedir. Sporda kullanımı yorgunluğu gidermek içindir. Bu ilaç ile ilgili yapılan çalışmalarda kuvvet artışı yanı sıra hıza da katkısı olduğu bazı çalışmalarda görülmüştür.
Yan etkileri
- Sinirlilik
- Kalp ritim bozuklukları
- Hipertansiyon
- Ölüm
Ülkemizde son yıllarda spora verilen önem giderek artmaktadır. Spora ve destek maddelere başlamadan önce kişinin sahip olduğu sağlık durumu çok iyi değerlendirilmelidir. Özellikle kalp damar hastalığı riski olanlarda egzersiz ve beslenme programları çok iyi planlanmalıdır. Spor insanların fiziksel yeteneklerini geliştirirken ruhsal dengenin de korunmasını katkıda bulunur. Sağlıklı olmak için spor yaparken, bu maddelerin bilinçsiz kullanımı ile oluşabilecek rahatsızlıkları akılda tutmak gerekir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin ÖZAKIN